Kayıtlar

Binlerce dostum olsa yalnız kalmasam!

Çocuklar için olan sesli bir hikâye kitabındaki şarkıda söylüyordu başlıktaki cümleyi. Bir çocuk için biraz fazla dostluk isteği ve biraz da fazla karamsar geldi bu cümle bana. Beş altı yaşındaki çocuk neden yalnız olsun? Olamaz mı? Elbette olabilir ama neden olsun. Çocuğun yalnızlığıyla ilgili düşüncelerime geçmeden önce şu bin dost meselesini düşünmek istiyorum.

Filiz delirelim mi?

Ne gerek var ki, neden akıllı akıllı dolaşıyoruz etrafta? Siyasetle, ekonomiyle, medyayla, kültürle, tiyatroyla, sanatla, bilimle ve bilumum akıl gerektiren işlerle ilgilenip ne yapıyoruz? Manyak mıyız biz? Eğer manyaksak hemen kimlik değiştirelim ve deli olalım. Misal kimse yarın işe gitmesin. Herkes şortunu, spor ayakkabısını giysin gelsin şehrin meydanına. Önce yüz kale maç yapalım, ardından tüm şehirdeki zillere basıp kaçalım, sonra bağa bahçeye dalıp erik çalarız. Deli olmadan önce biraz çocuk olalım.

İlk kitabım çıktı: Bilmişim Teknolojileri

Resim
Bir kitap yazdım ama kitabımla ilgili bir şeyler yazamıyorum. İki saattir bilgisayarın başında oturuyor ve ne yazacağımı düşünüyorum. Ne kadar ilginçmiş! Yaklaşık olarak iki yıldır bitirmeye çalışıyordum. En sonunda bitti, baskıya girdi ve satışa çıktı. Hedeflerimden birisine ulaştığım için çok mutluyum. Bu kadar? Bilmişim Teknolojileri / Onur ALMIŞLAR İkinci Adam Yayınları, İstanbul, 2011, 14 x 20 cm, 306 sayfa, Türkçe, Karton Kapak

-Basında biz- tamam ama ya Google'da?

Hemen hemen her markanın bir internet sitesi var. Bu internet siteleri markalarla sınırlı değil elbette, kişilerin ve kurumların da internet siteleri var. Tüm internet sitelerinde standart sayfalar vardır; ana sayfa-hakkımızda-misyon vizyon-iletişim "basında biz"... Bunlardan konumuzla ilgili olanı "Basında biz" sayfaları. Bir markanın veya kurumun internet sitesindeki sayfalardan belki de en etkilisi ya da etkili olduğu düşünülendir "Basında biz". Bir kere medyada; gazetelerde ve televizyonlarda haberi çıkmış olmak ilgili markanın tüketici gözünde büyük görünmesine neden olur. Çünkü sıradan vatandaş bir markanın medyada haberinin çıkmasına büyük bir şey diye bakar ki "Basında biz" sayfalarında hep iyi haberler vardır. İlgili markanın medyada ne kadar haberi varsa o marka o kadar iyidir(mi?). Rakiplerinden daha çok basında yer almışsa değmeyin o markanın keyfine. Ama "Basında biz" sayfalarıyla ilgili bir gerçek var: Basında biz sayfalar

Tüketim çılgınlığı!

Masai Mara'daki hayvanatın gerçekleştirdiği "Büyük Göç", Mesai Para'daki insanatın gerçekleştirdiği tüketim çılgınlığına benziyor. Kesinlikle aynı değiller, sadece benziyorlar. Hayvanlar doğası gereği yani içgüdüsel olarak tüketime yönelirken insanlar medya tarafından büyütülen, genlerinde bulunan ve doymak bilmeyen iştahlarıyla tüketiyorlar. Hayvanat için sadece "Hayatta kalmak için ye!" ilkesi geçerliyken insanat için "Hava atmak için ye!", "Büyük indirimden yararlan!", "Evde var ama çok ucuz al!", "Komşunu geç!", "O'nda var da sen de neden yok?", "Daha fazlasını iste!", "Düşünme sadece al!", "Orman dediğin nedir ki!", "Çanak çömlek patlasın aga!", "Nabıcan bacaya filtreyi falan" ve benzeri ilkeler geçerlidir...