Kayıtlar

yaşadığım etiketine sahip yayınlar gösteriliyor

Kültürümüzde olan ilginç davranışlar

Resim
Bir söz var, daha doğrusu bir soru “Çok gezen mi bilir yoksa çok okuyan mı?” bu sorunun cevabı bizim için iki türlü de olumsuz! Birincisi çok okuyan bir toplum değiliz, ikincisi de ekonomik nedenlerden dolayı çok gezemiyoruz, gezen bir toplum değiliz yani çok bilmiyoruz. Yine de gezebildiğimiz ve okuyabildiğimiz kadar bir şeyler biliyoruz. Aslında bizim özeliğimiz çok bilmememize rağmen çok biliyor olmamız. Şekil a ben :D Her toplumun her kültürün kendine özgü davranışları, örfleri, adetleri var. Elbette bunların çoğu ikili ilişkilerden kaynaklı olarak farklı toplumlardan kazanılmış da olabilir. Yani avcı toplayıcılıktan tarım toplumuna, oradan sanayi devrimine geçiş sonrası toplumlar arası ikili ilişkilerde birçok davranış toplumlar arası yer değiştirmiş ve daha sonra benimsenmiş ve o kültür içinde içselleştirilmiş olabilir. Yani bazı davranışlarımız veya adetlerimiz bize ait olmayabilir.

İki Dakika

Resim
Geçen gün markete gittim. Alacaklarımı aldım ve ödeme için sırada bekliyordum!

Her Şey Kısmet!

Resim
Geçen akşam bir baktık ki, çocuklar bitlenmiş!

Belki şehre bir tiyatro gelir… Yankı Kumpanya

Bulunduğumuz ilçeye Yankı Kumpanya isimli bir tiyatro grubu geldi. Eşimle beraber izlemeye gittik. Keyifli zaman geçirdiğimizi söyleyebilirim. Bizim gibi; Anadolu'nun küçük ilçelerinde yaşayan insanların bu tarz aktivitelerde keyifli zaman geçirmemesi zordur diye düşünüyorum. Çünkü bu tarz “ küçük ” aktiviteler sayesinde zaten küçük bir çap içinde monoton geçen hayatlarımızdan bir aralık bulup ruhumuzun ihtiyacı olan havaya ulaşabiliyoruz. Fakat çoğu zaman ayağımızın dibine kadar gelen sanat aktivitelerine gitmiyoruz. En son bir tiyatroya gittiğimde kızım dört yaşındaydı şimdi 12 yaşında. Ya bu etkinlikleri duymuyoruz, ya gelmiyorlar ya da önceliğimiz değiller!

İstasyon

Resim
Yetişkinlikten sonra hayatta karşılaştığım en zor soru "Mesleğiniz nedir?" oldu. Bu soruyu cevaplamaya çalışırken en az otuz saniye düşünüyorum! Sahiden, benim mesleğim ne? Belgelerle konuşursam mesleklerim; direksiyon usta öğretici, motor usta öğretici, trafik usta öğretici, elektrik teknikeri, sosyolog ve felsefe öğretmeni. İçlerinden sadece direksiyon usta öğreticilik işinde ustalaşabildim. Altı yıl direksiyon dersi verdim.İlk yıllarda severek yaptım ama sonra Türkiye'de trafik, trafikteki saygısızlar... Bıraktım. Şimdi ne iş yapıyorum? Mimari proje çizimi. Hah! Al bakalım. Bence benim sorunum bir alanda uzmanlaşamamış olmam. Ya da hayat ve ülke şartlarının buna izin vermemesi (sorumluluk alma hiç sen!). Şimdiki aklım olsa (her yanlış trene binenin henüz istasyona gelmemiş gençlere dediği gibi) bir alanda uzmanlaşırdım. Mesela berber olmak isterdim. Belki çoğu insan gıcır gıcır giyinip, modern ofislerde işler istiyor. Bence önemli olan bir alanda uzmanlaşmak, işini sev

Mazlumun kartları

Resim
Bir keresinde, sürekli sigara aldığım bakkaldan yine sigara almaya gittiğimde, bakkalın bahçesinde futbol maçı yapan çocukları izliyordum. İçlerinden birisi topun sahibiydi ve o ne derse o oluyordu; tıpkı bizim çocukluğumuzdaki gibi. Çoğu zaman topun sahibi olan çocuk oyunun tüm kurallarını alt üst eder ve kendi kurallarını koyar. Kimler oynayacak, kimler oynamayacak, hangi takım daha güçlü olacak, hangisi daha güçsüz olacak, penaltı mı, korner mi, üç korner bir penaltı mı, faul mü, her şey topun sahibinin kararına bağlı! İşte bakkalın bahçesinde oynayan çocukların içinde de topun sahibi olan bir çocuk vardı. Oyunda hakem de vardı fakat bu oyundaki hakemi seçen topun sahibi değildi. Oyundakilerin hepsinin ortak kararıyla seçilmişti hakem. Demokrasi gibi bir şey! Maç esnasında atak yapan takımın bir oyuncusu rakip kalenin yakınlarında rakip oyuncuya çalım atmaya çalışırken topun üzerine bastı ve düştü. Yerdeyken "Penaltı!" diye bağırdı. Penaltı falan yoktu, çocuk topa basıp ke

83 Numaralı formayı giyen çocuk

Resim
O kadar ihtiyacımız var ki! Neye olduğuna siz karar vereceksiniz çünkü eğer bir şeye ihtiyacınız varsa bu sizinle ilgili. Benim de bir şeye ihtiyacım var ama ne olduğuna karar veremedim. Sanırım hayatımın istediğim şekilde olmamasının nedeni de bu kararsızlığım. Ne olacağıma, ne istediğime karar veremedim. Bazen kendimi havaya sıkılmış bir kurşun gibi hissediyorum; hedefsiz, denk gele, boşuna atılmış kör bir kurşun. Ben kararsızım!

Yapma be abi!

Hayattan, dünyadan, olup bitenden bu kadar kopabileceğimi hiç düşünmemiştim! Erkenden bırakıp gideceğin aklıma gelmemişti, çok üzgünüm! Yeni bir işte çalışmaya başlamıştım, yaklaşık altı aydır kendimi bu işe adapte etmeye çalışıyorum. Bu altı aylık süre zarfında ne bir kitap okuyabildim, ne bir yazı yazabildim, ne düşünebildim, ne üretebildim, ne de seninle irtibata geçebildim. Bu o kadar acı bir durummuş ki, halimi görmeliydin abi! Senin bu alemi bırakıp gittiğini yaklaşık iki ay sonra bir blog yazısında okudum. Oysa kaç zamandır köşe yazdığın gazetenin internet sayfasına giriyor ama senin yazılarını göremiyordum. Hatta bugün de bakmıştım ama sen yine yoktun. O kadar yorgunum, zihnim o kadar karmaşık ki, iki dakikamı ayırıp "Acaba bu adam ne oldu?" diyemedim. Ölüm insanın aklına gelmiyor ya hiç! Bu gece (10.10.2012) "Biraz zaman ayırayım da Google Reader'ımda ne var ne yok biraz okuyayım!" dedim. Öyle, sırayla, başlıklara bakarak ilerliyordum tek tek. Sonra, T

Tuvalet taşındaki dışkı

Genel olarak umuma açık tuvaletlerde görülen bir olaydır. Çünkü umuma açık tuvaletlere müdahale etmek kolaydır. Herkesin kolayca girip çıktığı bu tuvaletler, bazı insanların başına istenmeyen olayların gelmesine neden olabilir. Tuvaletteki dışkı hayatınızı dışkı gibi yapabilir? Şehirlerarası otobüs yolculuğu yapan birisi vardır.  Yolculuk yaptığı otobüs 15 dakika ihtiyaç molası verir. Otobüsün mola vermesiyle, otobüsteki masum vatandaş ihtiyaçlarını gidermek için dinlenme tesisinin tuvaletine doğru gider.