Kayıtlar

Yapay zekanın ne kadarı zeka?

Yazıyı okumaya başlayanları burada hemen uyarayım; derin bilgiler falan yok bu yazıda. Öyle günlük hayatta aklıma takılan konuları yazıyorum . Çünkü aklıma takılanları konuşacak kimsem yok. Günlük hayatımda genellikle "5. Kattaki aidatı ödemedi!", "Bak şu pisliğe sinyal vermiyor!", "Aa! Bu kız geçen o çocuğa talipti şimdi bu çocuğa mı talip?", "Yuh salatalığın kilosu 8 lira mı?", "Ozalitler hazır mı?", "Yemekte ne var?" benzeri konu ve tartışmalarda geçiyor. Günlük hayatımda sürekli zaman geçirdiğim beş kişinin genel günlük hayat profili bu. Hani öyle diyorlar ya; en çok zaman geçirdiğin beş kişiye benzersin diye...

İstasyon

Resim
Yetişkinlikten sonra hayatta karşılaştığım en zor soru "Mesleğiniz nedir?" oldu. Bu soruyu cevaplamaya çalışırken en az otuz saniye düşünüyorum! Sahiden, benim mesleğim ne? Belgelerle konuşursam mesleklerim; direksiyon usta öğretici, motor usta öğretici, trafik usta öğretici, elektrik teknikeri, sosyolog ve felsefe öğretmeni. İçlerinden sadece direksiyon usta öğreticilik işinde ustalaşabildim. Altı yıl direksiyon dersi verdim.İlk yıllarda severek yaptım ama sonra Türkiye'de trafik, trafikteki saygısızlar... Bıraktım. Şimdi ne iş yapıyorum? Mimari proje çizimi. Hah! Al bakalım. Bence benim sorunum bir alanda uzmanlaşamamış olmam. Ya da hayat ve ülke şartlarının buna izin vermemesi (sorumluluk alma hiç sen!). Şimdiki aklım olsa (her yanlış trene binenin henüz istasyona gelmemiş gençlere dediği gibi) bir alanda uzmanlaşırdım. Mesela berber olmak isterdim. Belki çoğu insan gıcır gıcır giyinip, modern ofislerde işler istiyor. Bence önemli olan bir alanda uzmanlaşmak, işini sev

Organik yumurta organik mi?

Resim
"Yarım kilo yoğurt, iki ekmek, on yumurta." Bakkalların içerisinde hissedilen nemlenmiş bisküvi kokusunun içinde duyulan bu ses... Hey gidi günler! O zamanlar sadece isterdik; iki tane, yarım kilo, yüz gram vs. Şimdi istemeden önce "Organik mi?" diye soruyoruz. Bugün markette yufka alırken, arkamdan bir ses "Organik mi bu yumurtalar?" diye sordu önümdeki market çalışanına. Çalışan da "Şu şeffaf kutudakiler organik abi" de cevap verdi. O an daha önceden de düşündüğüm gibi düşündüm yine "Organik mi?" Yani ne bileyim! Organik mi kaldı?

İyi derecede İngilizce bilen...

Profesyonel bir işsiz olarak işimin bir parçası olarak sabah, öğlen ve akşam iş ilanlarına bakıyorum. Dün bir iş ilanına bakarken " İyi derecede İngilizce bilen " aranan özelliğine denk geldim ki bu çok aranan bir özellik. Ama  ilk başta normalmiş gibi gelen bu özelik şimdilerde bana biraz garip gelmeye başladı. Neden? Yani, ne bileyim, hangi firma " Çat pat İngilizce bilen " diye ilan verir ki! Belki de vardır, hiç araştırmadım ama İngilizce ya biliniyordur ya da bilinmiyordur. Derdini anlatacak kadar İngilizceyi dertli olanlar kullansınlar ama bir firma "İngilizce bilen" birisini arıyorsa bu kişi İngilizce biliyor olmalı. Acaba "Derdini anlatacak kadar İngilizce bilen" ilanı da var mı? Aslında düşündüm de, bir dizide çat pat İngilizce bilen biri canlandırılacaksa, o rol için böyle bir ilan verilebiliyordur falan. Bir de bu CV doldururken "İngilizce seviyesi" diye bir bölüm var. Genellikle başlangıç / orta / ileri düzey gibi seçenekler

Hiç kimse için boşluk

Düşünsenize; sadece boşluk, ne yapardınız? Şu Yerçekimi (Gravity) isimli filmdeki gibi... Şimdi böyle sorunca insanın aklına hemen uzay geliyor (e filmi gösterdin başka ne gelecekti), yani yerküre dışında bir yer ama kastettiğim tamamen mecazi anlamda. Bu boşluk da gerçekten boşluk ama  gerçek boşluk nedir belki de bilmiyoruz. Olaylara hep insani ve teknolojinin en sonundaki(doğal olarak ama doğal mı, bilemem) bilgimizle batığımız için tanımlamamız böyle. Ayrıca biz bu tanımlamaları internetten, berber ve kahve sosyolojisinden öğrendik. Yani aslında belki de bizim bildiğimiz bilgi bile gerçek diyemeyeceğimiz boşluk gibi boştur. Konuya dönersek, insan sürekli bir boşluk içinde aslında. Beyninin içinde tek başınasın, ne sesini duyan var, ne o boşluğa daha önce girmiş birisi. Belki bir psikiyatri hekimi aralanan perdeden içerisinin karanlığını görmüştür, o kadar. Galiba vücudumuz beynimizi dolaştırmaya yarayan bir eleman sadece. Sir Robinson şu konuşmasında profesörler için şöyle söylem