Kayıtlar

Kutsal Klon

Arabadan indim ve markete doğru yürümeye başladım. O sırada da alış veriş listesini cebimden çıkardım ve neler alacağımı kontrol ettim. Markete girince bir alış veriş sepeti aldım ve listedekileri sepetteki yerlerine koymak için raflar ülkesinde yolculuğa başladım. Birden O'nu gördüm! Gözlerim büyüdü, çok heyecanlandım ve açıkçası biraz da üzüldüm. Terk edilmiş gibi görünüyor, yanındaki birkaç arkadaşıyla beraber sessizce duruyordu. O an karar verdim, O'nu istiyordum: Kutsal Klon. Çünkü fiyatı oldukça uygundu; "Ne alırsan 3 TL" sepetinin içinde duruyordu.

Tanıdık geliyor mu?

Resim
Baskılarla korkutulmuş, korkuyla sindirilmiş, korkmayanlara ve sinmeyenlere hadleri bildirilen, iktidarı rahatsız ettiği için müziklerin bile yasaklandığı, iktidarın istediği dışında yayın yapamayan ve tamamen iktidara bağımlı bir medyası olan, eşcinsellerin ve farklı dinden olanların aşağılandığı hatta inancı olmayanların yok edilmesi gerektiğinin savunulduğu, hükümetin istediği gibi olmayanların yaşamak için olduklarından farklı davrandıkları, ülkeyi yöneten partinin lideriyle ilgili en ufak bir eleştirinin veya mizahın anında cezalandırıldığı, vatandaşları hükümet tarafından sürekli dinlenen ve hükümetin hoşuna gitmeyen sözlerin dinlemeye takılmasıyla dinlenenlerin cezalandırıldığı, güzel ama yalan sözlerle halkın sürekli uyutulduğu, askerinden polisine, din görevlisinden doktoruna, akademisyeninden gazetecisine kadar her yere hükümetin adamlarının yerleştirildiği, hükümeti kötü, zayıf ve hatalı gösterecek her olayın hemen ört bas edildiği, hükümeti protesto etmek için gösteri yapma

Taşınmak Ay'a yolculuktur aslında!

Evinizde kiler ya da tavan arası var mı, bilmiyorum? Bizim evde yok. Yok ama televizyonda görmüştüm birkaç kere; karanlığın içine gizlenmiş, her biri kimsesiz bir çocuk gibi köşelerine çekilmiş, ağlamaklı, tozlu ve sessizce kimselerinin gelmesini bekleyen eşyalarla doluydu. O karanlığın içine giren kişi, orada kimselerini bekleyen kimsesiz eşyaların üzerlerinden atlayarak geçer ve yanında getirdiği yeni bir kimsesizi bırakır o karanlığa. Yeni bir kimsesiz. Oysa eskiden ne çok kimsesi vardı!

Kazara milyarder / Ben Mezrich

Kısa yoldan zengin olmayı düşünmeyen, içine kapanık, sürekli terlik giyen bir insan. Aklı fikri kodlarda. Biraz da kızlarda tabii. Kodlar hep yüz vermiş Zuckerberg'e ama kızlar hiç yüz vermemiş. O da kızların kendisine yüz vermemesine kızmış ve "Siz görürsünüz lan!" diyerek bir site yapmış. O yaptığı site sayesinde bazı insanlarla tanışmış, o insanlar Zuckerberg'in zihnini açmışlar. O zihin açılmasından sonra Facebook ortaya çıkmış. Olaylar gelişmiş, gelişmiş, gelişmiş... Sonra dünyanın en zenginlerinden birisi olmuş.

Sucuklu yumurta

Herkes çok yorgun ve açtı. Bir yerlere uzanıp dinlenmeleri gerekiyordu ama şimdilik sadece oturmakla yetindiler. Az sonra yaşamlarındaki o çok önemli olan o sesi duydular "Haydiii yemek hazır!" Son enerjilerini de kullanarak ayağa kalktılar ve mutfağa yöneldiler. Masanın etrafındaki sandalyelere oturdular. Kimisi ekmekten bir parça kopardı, kimisi çayından bir yudum aldı, kimisi de salatanın tadına baktı. Herkesin gözü masanın ortasında duran büyük tavanın içindeydi; sucuklu yumurta. Hepsinin karışımından oluşan muhteşem bir tat! Tava büyüktü ve aynı zamanda herkesin karnı açtı. İçlerinden birisi "Bu kime yetecek" diye düşündü.