Sucuklu yumurta

Herkes çok yorgun ve açtı. Bir yerlere uzanıp dinlenmeleri gerekiyordu ama şimdilik sadece oturmakla yetindiler. Az sonra yaşamlarındaki o çok önemli olan o sesi duydular "Haydiii yemek hazır!" Son enerjilerini de kullanarak ayağa kalktılar ve mutfağa yöneldiler. Masanın etrafındaki sandalyelere oturdular. Kimisi ekmekten bir parça kopardı, kimisi çayından bir yudum aldı, kimisi de salatanın tadına baktı. Herkesin gözü masanın ortasında duran büyük tavanın içindeydi; sucuklu yumurta. Hepsinin karışımından oluşan muhteşem bir tat! Tava büyüktü ve aynı zamanda herkesin karnı açtı. İçlerinden birisi "Bu kime yetecek" diye düşündü.Masadaki yiyecekler hızla tükeniyordu, en hızlı da tavadaki sucuklu yumurta. Yemek esnasında hiç kimse konuşmuyordu. Eller, gözler ve ağızlar hiç durmadan hareket ediyordu. Bir ara masadakiler kendilerini yemeğe kaptırdıklarında tavaya bakmayı unutmuşlardı. İçlerinden birisi çay bardağını kavasına dikti, boşalan bardağı masaya koydu. Önündeki ekmekten bir parça kopardı ve gözlerini ortadaki tavaya dikti.

(Hikayenin bundan sonrası ağır çekim / slowmotion olarak geçiyor)

Gözleri kocaman oldu, ağzı şaşkınlık içinde açıldı; çiğnediği ekmeği, dili ve dişleri rahatça görülebiliyordu. Ağzı sanki iki oda bir salondu. Hemen kendisini toparlayıp rakiplerine baktı. Biraz önce ailesi olan insanlar şimdi rakipleriydi. Tabii aynı durum ailenin diğer üyeleri için de geçerliydi. Masadaki herkes birbirine bakıyordu; ellerindeki çatalları sıkı sıkıya kavramış, kaşlarını çatmış ve ilk hamleyi yapmak için hazır vaziyette.... Ortadaki tavanın içinde bulunan son lokma yumurtanın olup bitenden haberi yoktu. Tıpkı, Serengeti'deki aslanın az sonra avlayacağı ceylan gibiydi; avdı!

Şimdi sadece soluk sesleri duyuluyordu. Arka fonda "fuuuuuuuuuu" diye bir rüzgar sesi belirdi. Masadakiler aynı anda, aynı hızla ve aynı hırsla bağırarak tavadaki son lokma yumurtaya doğru hamlelerini yaptılar. Fakat kimse başarılı olamadı. Çünkü o anda bu mücadeleyi sonlandıran bir ses duyuldu: "Babaaa cisim geldiii".

Ailenin diğer üyeleri hemen kendilerini toparladılar. Ben kızımı çişe götürdüm. Sonra birlikte salona geçtik. Tavadaki son lokma yumurtaya ne oldu bilmiyorum.

Bu hafta ya da en geç haftaya taşınıyoruz. Şu anda oturduğumuz evdeki eşyaları toplamaya başladık. Arada bir diğer eve gidiyoruz. Oradaki işlerle uğraşıyor ve sonra tekrar şimdi oturduğumuz eve geliyoruz. Ortalık karman çorman. Ev taşımak çok zor ve sıkıntılı bir süreç. Ev karman çorman olunca akşam yemeği de kahvaltı tarzında oldu. Çünkü herkes çok yorgundu ve şöyle güzel bir akşam yemeği hazırlamak ölüm gelmişti. Biz de pratik bir şeyler hazırladık. Akşam kahvaltısının en lezzetli kısmı tavadaki yumurtaydı. Hemen hemen her evde olur; çok sevilen ve birlikte yenen bir yemekte kalan son lokmaya kimse dokunmaz. Herkes o lokmayı çok istemesine rağmen yine de ellemez. Bizim evde de bu akşam böyle oldu. Yumurta hızla tükendi ve tavadaki son lokmaya kimse dokunmadı. Baktım kimse dokunmuyor ben hızlı bir hamleyle son lokmayı da mideye indirdim. Sonra ilk başta ki gibi fakat sonra daha farklı bir senaryo geldi aklıma. Reklam gibi. Senaryo şöyle:

Sucuklu yumurta

Tüm görüntüleri ağır çekimde düşündüm.

İlk karede; yatak odasındaki makyaj aynasının önünde bir bayan, banyoda yetişkin bir erkek, mutfakta yaşlı bir kadın, kendi odasında bilgisayarın başında genç bir çocuk ve yine kendi odasında kulaklıkla müzik dinleyen genç bir kız görünür.

Detaylar:

O sırada mutfakta

Yaşlı bir kadın mutfakta sucuklu yumurta yapmaktadır. Neşelidir, sucuklu yumurtayı yaparken şarkı da söyler. Sofrayı hazırlar. Kahvaltı için tüm hazırlıklar tamamdır. Yaşlı kadın kafasını mutfak kapısına çevirerek bağırır "Herkes kahvaltıya!"

O sırada yatak odasında

Teni oldukça esmer yetişkin bayan makyaj aynasının karşısındadır. Terlemiştir ve teni parlamaktadır. Üzerinde gladyatörlerin giydiği türden bir kıyafet vardır. Aynaya bakar, aynadaki gözlerine, gözlerinde alevler görünmektedir. Kaşlarını çatar, ayağa kalkar ve savaşçı kaskını giyer, sonra odadan çıkar. Kadının kapıdan çıkışı görünür.

O sırada banyoda

Banyoda aynanın önünde duran, yine gladyatör kıyafeti giymiş, kaslı bir erkek görünür. Ellerini lavaboya koymuş ve başını öne eğmiştir. Yavaşça kafasını kaldırır, aynaya bakar, kaşlarını çatar, derinden bir bağırış koparır ve elleriyle lavaboyu yerinden söker. Sonra savaşçı kaskını takarak banyodan çıkar.

O sırada bilgisayar başında

Bilgisayar başındaki genç çocuk ayağa kalkar, odanın kapısına doğru yönelir, kapının arkasında asılmış olan gladyatör kıyafetini alır. Üzerindeki eşyaları çıkarır ve gladyatör kıyafetini giyer. Bilgisayarının başına geçer. Bilgisayarını kapatır. Ellerini bilgisayar masasının üzerine koyar. Derin bir nefes alır, sonra aldığı nefesi dışarıya bırakır. Terlemiştir. Ayağa kalkar ve odadan çıkar.

O sırada müzik dinlerken

Odasında müzik dinleyen genç kız mp3 çalarını kapatır. Kulaklıklarını çıkarır ve gardolabına doğru yönelir. Gardolabını açar ve askıdaki gladyatör kıyafetini alır. Kıyafeti giyer, saçlarını toplar ve yatağının yanındaki komedinin üzerinde duran aile fotoğraflarına bakar. Gözlerinden birkaç damla yaş süzülür. Gözlerindeki yaşları siler, derin bir nefes alır ve odadan çıkar.

Sonrasında mutfak

Kahvaltıyı hazırlamış olan yaşlı kadın elindeki su bardağıyla birlikte aile bireylerinin mutfağa gelmelerini bekler. O sırada kahvaltı masasına bakar. En dikkat çeken şey kahvaltı masasının ortasında duran sucuklu yumurtadır. Aile bireyleri birer birer mutfağa girerler. Yaşlı kadın aile bireylerinin giydiği kıyafetlere bakar ve ağzı açık kalır. Bu kıyafetlere ve aile bireylerinin takındığı surat ifadelerine bir anlam veremez. Elindeki su bardağını yere düşürür. Bardak kırılır, sular ve cam kırıkları mutfağa dağılır. Birer gladyatör gibi giyinmiş olan aile bireyleri bardağın kırılmasına hiçbir tepki vermezler. Kahvaltı başlar. Gladyatörler kahvaltı esnasında sürekli birbirlerini gözetlerler. O esnada yaşlı kadın eliyle ağzını kapatmış, morali bozulmuş ve şaşkına dönmüş bir biçimdeki ailesinin neden böyle davrandığını düşünür. Bu arada kahvaltı hızla bitmektedir. Masanın ortasındaki sucuklu yumurta neredeyse biter. Tavada tek bir sucuk ve o tek sucuğun etrafında biraz yumurta kalmıştır. Bu en son lokmadır. O anda, gladyatörlerin her birisi ellerindeki çatalları sıkı sıkıya kavrarlar, diğer elleriyle masaya sıkı sıkıya tutunurlar ve aynı anda tavadaki tek lokma sucuğa hamle yaparlar. O esnada ekran kararır ve ilgili markanın sloganı görünür.

Yorumlar

  1. Bu hiyayeyi siz mi yazdınız Onur Bey ?
    Şans eseri tıkladım , o esnada canım sucuklu yumurtta çekti ve sucuklu yumurtta yapacak bir ortamda değilim maalesef :=)

    YanıtlaSil
  2. Onur ALMIŞLAR1 Ağustos 2018 10:55

    evet ben yazdım Kübra Hanım :)

    YanıtlaSil
  3. Elinize sağlık tekrardan

    YanıtlaSil

Yorum Gönder

Yorumunuz için teşekkür ederim, en kısa sürede (klasik laftır) geri dönüş yapacağım :)

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme