Gözlüklü İskelet

Rainbow Six Siege (Bundan sonra R6 diyeceğim) yayınlarını izlemeyi seviyorum. Çünkü iyi bir oyuncu değilim, oynayışım kötü ama iyi bir izleyiciyim. R6 yayınlarında çok sık gördüğüm bir yayın başlığı var “Chil” ve bu başlık oyunun ranked modda olmadığını, unranked modda ve rahat bir oyun oynanacağını bildirmek için yazılır ama gelin görün ki hiçbir R6 yayınları/oyunları “Chil” olmaz. Çünkü R6 sizi “Chil” bırakmaz. Eğer “Chil” olmak istiyorsanız Minecraft oynamalısınız. Elbette latife yapıyorum ama yine de içinde gerçeklik payı var! R6 oyuncuları tıpkı diğer oyunlarda olduğu gibi kendi oynayış kademelerini belirleyebiliyorlar. Bu kademe belirleme sistemine de “rank” deniliyor.   Her sezon sonunda yenilenen/sıfırlanan bu ranked sistemi yeni sezonun başında yeniden başlıyor. Her oyuncu (eğer isterse) sezonun başlamasıyla birlikte rank seviyesini belirlemek için ranked modda on maç yapıyor ve bu maçlar sonucunda da kendi seviyesini belirten rank rütbesini alıyor. Bu arada, R6 oyununda unr

Merhaba değerli dostlar, adım Cafer, boyum 1.50, müzik dinlemeyi severim. Muhteşem bir repertuarım ve müzik bilgim olduğunu söyleyemem, aslında söylerim; ne olacak ki, kim anlayacak ama söyleyemem, yok çünkü! Müzik dinlemeyi severim sadece. Müzik kültürüm ilkokul sıralarında “Mini mini bir kuş” ile başladı. Bence bu gayet yeterliydi ama zamanla ve mekânla daha çok müzikle tanıştım. İlk olarak Arabesk kültürüne giriş yaptım. O zamanlar, yani ben çocukken beni farklı müziklerle tanıştıracak bir çevrem olmadı. Gencebay Orhan’la başladım, Müslüm, Ferdi, “İbo”, Çoşkun Sabah… Sonra, 95’te Cartel dile geldi bana, rap müzik, elektronik müzik derken lise yıllarımda farklı insanlar tanıdım ve Türkçe rock ile tanıştım. Türkçe olup yabancı rock olmaz mı? Olur, onunla da tanıştım. Money for nothing! Daha da sonra sosyal medya sayesinde jazz, blues, country, klasik müzik derken, baktım ne çok müzik varmış. Çoğunu sevdim, hala da seviyorum. İlgi alanım oyunlar. Aslında oyun kültürüm de tıpkı müzik

Hayatta kalma oyunlarına karşı pek ilgim yoktu, zaten bir hayatta kalma simülatöründe olduğumuzdan dolayı bir de bunun oyununu oynamayı düşünmemiştim. Aslında çoğu oyun türüne karşı bir önyargım var ama artık bu düşüncemi kırıp kendimi farklı oyun türlerine (özellikle de bana göre değil dediklerime) yönlendirmeye başladım. Gerçi en son deneyimim benim için pek güzel olmadı ama yine de hayatta kalma oyunlarına karşı fikrimi negatif yönde büyütmüyorum. Bu yazımın konusu, yaklaşık bir aydır oynadığım hayatta kalma, açık dünya ve uzay temalı Breathedge isimli oyun. Oyun genel olarak güzel, “komik” ve merak uyandırıcı. Oyunda bir de tavuk var. Tavuk güzel ama…

Merhaba değerli dostlar, yeni bir yazıyla birlikteyiz. Bu sene Xbox Game Pass sayesinde daha önce hiç oynamadığım oyun serilerinin bazılarını oynama fırsatı buldum. Normal şartlarda belki de satın almayacağım/alamayacağım oyunlardı bunlar. Hem fiyatları hem de “Tarzım değil” diyerek bu oyunlara hiç bakmayacak ve bu oyunları deneyimle fırsatı bulamayacaktım. Game Pass sayesinde daha önce hiç oynamadığım birkaç oyun serisiyle birlikte Halo serisinin son oyunu olan Halo İnfinite’yi de oynama fırsatı buldum ve şimdi sizlere oyunla ilgili görüşlerimi aktaracağım.  

Merhaba değerli dostlar, dünyayı kasıp kavuran ama benim hiç haberim olmayan oyunlardan birisiyle ilgili deneyimimi paylaşacağım yeni yazımla birlikteyiz.  Bu yazımın konusu Forza Horizon 5. Daha önce hiç oynamadığım bir seri. Araba yarışı oynamışlığım olsa da Forza serisini hiç oynamamıştım hatta videosunu bile izlememiştim. Şimdi oynadım ve neler gördüm, neler düşündüm, neler hissettim; bu duygularımı sizlere aktarmaya çalışacağım.