Halo İnfinite deneyimim
Merhaba değerli dostlar, yeni bir yazıyla birlikteyiz. Bu sene Xbox Game Pass sayesinde daha önce hiç oynamadığım oyun serilerinin bazılarını oynama fırsatı buldum. Normal şartlarda belki de satın almayacağım/alamayacağım oyunlardı bunlar. Hem fiyatları hem de “Tarzım değil” diyerek bu oyunlara hiç bakmayacak ve bu oyunları deneyimle fırsatı bulamayacaktım. Game Pass sayesinde daha önce hiç oynamadığım birkaç oyun serisiyle birlikte Halo serisinin son oyunu olan Halo İnfinite’yi de oynama fırsatı buldum ve şimdi sizlere oyunla ilgili görüşlerimi aktaracağım.
Halo Serisi
Halo ilk olarak 15 Kasım 2001 tarihinde “Halo: Combat
Evolved” ismiyle oyuncularla buluşmuş. Seri Amerikan askeri bilim – kurgu
konulu bir oyunmuş. Oyun serisi oldukça sevilmiş, güzel satış rakamları
yakalamış (65 milyondan fazla satılmış). Tabii benim bu satışlardan ve oyun
serisinden hiç haberim olmamıştı, ta ki geçen haftaya kadar. Oyunu oynadım,
beğendiğim kısımlar oldu, beğenmediğim kasımlar oldu. Genel olarak oyunu
beğendim ama yine de bana göre olmadığını düşünüyorum.
Biraz demode gibi
Halo İnfinite 15 Kasım 2021’de yani serinin piyasaya ilk
çıkışının yirminci yılında oyuncularla buluştu. Şu an için çok oyunculu mod ile
oyunculara ücretsiz olarak sunulan Halo İnfinite içerisinde çeşitli çok
oyunculu modlar bulunduruyor. Benim oynadığım ve gördüğüm bazı modlar şunlar:
bayrak kapmaca, bölge işgali ve elli öldürme sayısına ulaşan kazanır.
Açıkçası oyun bana çok demode göründü. Sanki eski bir oyunu
oynuyormuşum hissine kapıldım. Eski bir tarz, eski grafikler… Tam olarak
anlatamıyorum belki ama Halo İnfinite günümüzün oyunu değilmiş havası veriyor.
Müzikler etkileyici
Halo İnfinite oyun giriş ekranındaki müzik çok etkileyici. Daha oyuna başlamadan “Sanırım efsane bir oyun” diye düşündüm. Dikkat ederseniz çok düşünüyorum :) Evet oyunun müzikleri ve karşılama ekranı harika.
Kill değil görev odaklı
Halo İnfinite’nin çok oyunculu modları güzel. Piyasada
bulunan diğer rekabetçi oyunlara göre oynanışı daha temiz. Çok fazla kargaşa
yok. Yine diğer rekabetçi oyunlara göre farklı; “Rakibini öldür ”den ziyade,
görevini yap ama hayatta kalmaya çalış tarzında bir havası var. Tüm bu tarz
oyunlarda “takım” önemli ama Halo İnfinite de takım ruhu daha öne çıkıyor (R6
gibi) yani asıl amacımız rakipleri öldürmek değil; bayrağı çalmak/korumak,
bölgeyi tutmak/ele geçirmek. Bu his bana iyi hissettirdi.
Benzer oyunlarda rakiplerim beni öldürdüğünde bazen (bazen
mi?) sinir oluyordum ama Halo’da bu kötü hissi yaşamadım. Öldüm ama henüz
görevim bitmedi, hadi şimdi görevine odaklan havasındaydım. Ayrıca ölüp lobiye
dönmediğim, oyundan kopmadığım ve mücadele etmek için hala şansım olduğunu
bilmek oyuna karşı daha iyi şeyler hissetmemde etkili oldu.
Grafikler
Oyunun grafikleri fena değil ama ilk başta dediğim gibi grafikler
güzel olsa da oyunu demode hissettiriyor. Oynanışta herhangi bir sıkıntı
yaşamadım ama grafikler; haritalardaki mekânlar, kaplamalar, silah görüntüleri
eski tarzda görünüyor. Kötü bir durum değil ama bilemiyorum! Bir kez daha
belirtmek istiyorum, oyun zamanın gerisinde kalmış gibi bir his veriyor.
Diğer konular ve sonuç
Halo İnfinite deneyimim sırasında oyunun maç bulma süresinin
biraz uzun olduğunu gördüm. Neredeyse maç süresi kadar bekleme süresi oldu
(Tamam abartıyorum ama neredeyse dedim zaten). Oynanışı beğendim. Diğer
rekabetçi oyunlarındaki kaostan sonra Halo İnfinite sessiz sakin bir Ege kasabası
gibi hissettirdi. Oyundaki vuruş hissiyatının güzel olmadığını düşünüyorum.
Arkadaşlarla oynanırsa (her oyun gibi) keyifli zaman geçirilir. Halo İnfinite
güzel ama “Bu benim oyunum!” diyebileceğim bir oyun değil.
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim, en kısa sürede (klasik laftır) geri dönüş yapacağım :)