Breathedge: Sabrı olanlar için güzel oyun!
Hayatta kalma oyunlarına karşı pek ilgim yoktu, zaten bir hayatta kalma simülatöründe olduğumuzdan dolayı bir de bunun oyununu oynamayı düşünmemiştim. Aslında çoğu oyun türüne karşı bir önyargım var ama artık bu düşüncemi kırıp kendimi farklı oyun türlerine (özellikle de bana göre değil dediklerime) yönlendirmeye başladım. Gerçi en son deneyimim benim için pek güzel olmadı ama yine de hayatta kalma oyunlarına karşı fikrimi negatif yönde büyütmüyorum. Bu yazımın konusu, yaklaşık bir aydır oynadığım hayatta kalma, açık dünya ve uzay temalı Breathedge isimli oyun. Oyun genel olarak güzel, “komik” ve merak uyandırıcı. Oyunda bir de tavuk var. Tavuk güzel ama…
Breathedge nasıl bir oyun
Bir kaza sonucu uzay boşluğunda tek başına kalmış "Adam" adında bir insanın; hem bu durumdan kurtulmasını, hem de olup biteni çözmesi için verdiği mücadeleyi anlatan, derin sessizlikte geçen, merkezi bir yapay zekânın
sürekli “espri” yaparak bilgiler verdiği ve bu bilgilere göre yapmanız
gerekenlere göre ilerleyen keşif, inşa, kraft içerikli hayatta kalma oyunu. Oyunun
uzay hissini güzel verdiğini (nereden biliyorsam!) söyleyebilirim.
Oyunun sanat öğeleri harika. Birkaç görseli poster haline getirip duvarıma asmayı düşünüyorum. Oyunun bir retro havası var ve bu benim sevdiğim bir şey. Oyun içi grafikler gayet güzel, sadece uzay boşluğundan gemi içerisine girişlerde bir kasma problemi oluyor. Genel durumu iyi, oyun akıyor.
Oyundaki “komik” yapay zekâ her ne kadar sizi yönlendirse de
çoğu şeyi kendinizin keşfetmesi lazım. Uzay boşluğuna dağılmış gemi
enkazlarında keşifler yapmanız, bu keşiflere göre yeni ekipmanlar üretmeniz, bu
ekipmanlarla daha çok keşif yapmanız, bu keşiflerle daha çok ekipman üretmeniz,
bu ekipmanlarla daha da keşifler… Sonu yokmuş gibi ama elbette bir sonu var.
Ben oyunun sonuna gelemedim, buna dayanamadım. Neden dayanamadığımı anlatmadan
önce oyunun hikâyesine bakalım.
Breathedge hikâyesi ne?
Büyük bir uzay cenaze gemisi uzayda kaza geçiriyor. Kahramanımız
Adam, büyükbabasının küllerini bir cenaze merasimine götürdüğü için bu gemide.
Kazadan sonra uzay boşluğuna yayılan bir sürü tabut, gemi enkazları ve mürettebat
var. Adam, bu ortamda hayatta kalmaya çalışıyor ve küresel bir komployu ortaya
çıkarmak için mücadele ediyor.
Oynanış
Breathedge’nin oynanışı biraz zor! Yani aslında zor değil
de, uzay boşluğunda hareket etmek biraz zor. Açıkçası ben oynadığım süre içinde
çoğu yerde sabit kalmakta zorlandım.
Gemimiz kaza yaptığı için hayatta kalmamızı sağlayacak tüm
malzemeler uzay boşluğuna dağılmış durumda. Yemek, su, donanım yapmak ve
bulunduğumuz durumdan kurtulmaya çalışmak için sürekli etrafı dolaşmamız,
malzemeler bulmamız ve bu malzemeleri kraftlayarak ihtiyacımız olan malzemeleri
üretmemiz gerekiyor. Oyunda bolca keşif, bolca malzeme var.
Yalnızlık zor ama neyse ki neredeyse hiç susmayan bir yapay zekâmız
ve ara sıra bize mesajlar atan “Bebek” isminde birisi var. Bu çok güzel
düşünülmüş bence, yoksa yalnızlıktan kafayı yerdim :)
Oyunda yeme içme ihtiyacımız da var ama bu ihtiyaç çok
uğraşmamız gereken bir durum değil. Etrafta bolca malzeme var. Açlık ya da
susuzlukla başa çıkmak hiç sorun değil. Ama yine de dikkat edin!
Fasulyenin faydaları
Değerli dostlar, oyun genel olarak güzel, hatta Türkçe dil desteği olması da harika ama oyunun ilk başlardaki “esprili” hali, araştırma ve
merak hissi zamanla yok olmaya başladı. Sanki sonu gelmeyen Matruşka
bebekleriyle uğraşıyormuşum hissine kapıldım. Keşfettikçe keşfet, ürettikçe
üret, kraftladıkça kraftla… Bitmiyor. Oyun ilerledikçe keşif ve kraftan fazlası
da ortaya çıkıyor. Bazı görevleri yapmak için çok uğraşmanız gerekiyor. Oyunun “Sona
yaklaşıyorum” duygusu yok, ne sonu sanki daha başındaymışım gibi hissettiriyor; görevler bitmiyor! Bitmeyen bu görevler için uzay boşluğunda bir taksici gibi sürekli
yolculuk yapmak çok sıkıcı olmaya başlıyor.
Boya lazım, hadi bakalım oyunun ilk başındaki yere dön. Tekrar geriye dön. Görev için tüm malzemeler tamam, bomba yaptım hadi kapıyı açayım diyorum, “Vidalar sıkışmış” diyor. O kadar uğraşıyorsunuz, dolaşıyorsunuz, malzeme topluyorsunuz ve tam sonuca ulaştım derken başka bir görev çıkıyor karşınıza.
Ben bu durumdan çok
sıkıldım! Belki de bu oyunun sorunu değil, benim beceriksizliğim ama inanın
bana oyun bir süre sonra sıkıcı olmaya başlıyor. Sabah işe gitmek için yataktan
zorla kalkıyoruz ya, mecbur olduğumuz için, oyunun görevleri bir süre sonra bu
histe olmaya başlıyor, mecburen yapıyorsunuz. Peki, oyunun keyfi nerede?
Sonuç
Meraklısına ve sabrı olana güzel oyun! İlk heyecanı ve merak
duygusu zamanla ölüyor. Oyunu tamamlayamadığım için işin aslını bilemiyorum.
Belki de oyunun ortalarına doğru oluşan bu sıkıcılık, bize yapılan komplonun
kendisidir! Bitirenlere selam olsun, tebrik ederim. Komplonun da sıkıcı
olmayanı nasip olsun :)
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim, en kısa sürede (klasik laftır) geri dönüş yapacağım :)