Oğlum bir işe başvivor
Bu aralar işsiz güçsüz takılıyorum. Evde herkesin gözü bende anasını satayım. Herkes de bir tavır, bir Erol Taş bakışıdır gidiyor. Eh haklılar da biraz. Bu ev baskısına dayanamadım "Tamam bakacağım bir iş" dedim. Sonra düşündüm kendi kendime "Ulan ne iş yaparım ben!" diye.İnternette iş ilanlarına bakıyordum. Bir yerde Acun Medya'nın eleman alımı yaptığını gördüm. Oh oh ne güzel, aranan özellikler bende var; gerektiğinde minnoş bir tavşan kadar sevimli olabilecek, hırslı, küçük hisseden (önemli olan hissi değil işlevi), 10'dan geriye sayabilecek, her markanın ürününü sanki yıllardır kullanıyormuş gibi davranabilen, prezentabl vs. Hemen başvurdum ilana.
Bir süre sonra iş ilanıyla ilgili aradılar. Dediler "İstanbul'a gelebilir misiniz?", dedim "Hemen". Çıkınımı hazırladım doğru yola koyuldum. Az gittim uz gittim, dere tepe falan. Vardım Acun Medya'ya. Danışmaya dedim ki "Ben iş ilanı için geldim". Danışma dedi ki "Çok güzel, hemen sizi düello odasına alalım". Danışmaya dedim ki "Ne düellosu danışman?" Danışma dedi ki "İlana sadece iki kişi başvurdu, eh biz de sadece birisini seçeceğiz, düello yapacaksınız" Tırstım biraz ama çaktırmadım. Dediler ki "Gözleri bağlayalım". Dedim ki "Yuh! Ne oluyor a.k" (Bunu içimden dedim ama). Gözlerimi bir bezle kapattılar ve beni düello odasına götürdüler. Şansıma merkeze götürmediler. Neyse, baktım bir süre sonra diğer başvuru yapan arkadaşı da getirdiler. Baktım derken seslerden anladım yani, baksam nasıl görcem gözler kapalı ya! Sonra tanıdık bir ses "Arkadaşlar oyunu anlatıyorum!"Aaa tanıdım lan! Heyecanla "Acun beyyy" dedim. Acun bey de "Gözlerimizi açalım" dedi. Hiç muhatap olmadı benle! Gözleri bir açtım ki rakibim bir bayan, "Oh! Yerim ben bunu,(yerim derken yenerim anlamında) kaptım işi". Arkadaş ben nereden bileyim o ilana başvuran kinci kişinin Merve olduğunu. Elendik tabi, döndük eve.
Zaten benim buraya kadar gelmem bile büyük bir şanstı. Bu arada evde herkes hala Erol Taş gibi bakıyor.
Not: Böyle mizah mı olur lan!
Bir süre sonra iş ilanıyla ilgili aradılar. Dediler "İstanbul'a gelebilir misiniz?", dedim "Hemen". Çıkınımı hazırladım doğru yola koyuldum. Az gittim uz gittim, dere tepe falan. Vardım Acun Medya'ya. Danışmaya dedim ki "Ben iş ilanı için geldim". Danışma dedi ki "Çok güzel, hemen sizi düello odasına alalım". Danışmaya dedim ki "Ne düellosu danışman?" Danışma dedi ki "İlana sadece iki kişi başvurdu, eh biz de sadece birisini seçeceğiz, düello yapacaksınız" Tırstım biraz ama çaktırmadım. Dediler ki "Gözleri bağlayalım". Dedim ki "Yuh! Ne oluyor a.k" (Bunu içimden dedim ama). Gözlerimi bir bezle kapattılar ve beni düello odasına götürdüler. Şansıma merkeze götürmediler. Neyse, baktım bir süre sonra diğer başvuru yapan arkadaşı da getirdiler. Baktım derken seslerden anladım yani, baksam nasıl görcem gözler kapalı ya! Sonra tanıdık bir ses "Arkadaşlar oyunu anlatıyorum!"Aaa tanıdım lan! Heyecanla "Acun beyyy" dedim. Acun bey de "Gözlerimizi açalım" dedi. Hiç muhatap olmadı benle! Gözleri bir açtım ki rakibim bir bayan, "Oh! Yerim ben bunu,(yerim derken yenerim anlamında) kaptım işi". Arkadaş ben nereden bileyim o ilana başvuran kinci kişinin Merve olduğunu. Elendik tabi, döndük eve.
Zaten benim buraya kadar gelmem bile büyük bir şanstı. Bu arada evde herkes hala Erol Taş gibi bakıyor.
Not: Böyle mizah mı olur lan!
:)) Bu gerçek olamaz herhalde
YanıtlaSilevet gerçek değil :)
YanıtlaSil