Mazlumun kartları

Bir keresinde, sürekli sigara aldığım bakkaldan yine sigara almaya gittiğimde, bakkalın bahçesinde futbol maçı yapan çocukları izliyordum. İçlerinden birisi topun sahibiydi ve o ne derse o oluyordu; tıpkı bizim çocukluğumuzdaki gibi. Çoğu zaman topun sahibi olan çocuk oyunun tüm kurallarını alt üst eder ve kendi kurallarını koyar. Kimler oynayacak, kimler oynamayacak, hangi takım daha güçlü olacak, hangisi daha güçsüz olacak, penaltı mı, korner mi, üç korner bir penaltı mı, faul mü, her şey topun sahibinin kararına bağlı! İşte bakkalın bahçesinde oynayan çocukların içinde de topun sahibi olan bir çocuk vardı. Oyunda hakem de vardı fakat bu oyundaki hakemi seçen topun sahibi değildi. Oyundakilerin hepsinin ortak kararıyla seçilmişti hakem. Demokrasi gibi bir şey!

Maç esnasında atak yapan takımın bir oyuncusu rakip kalenin yakınlarında rakip oyuncuya çalım atmaya çalışırken topun üzerine bastı ve düştü. Yerdeyken "Penaltı!" diye bağırdı. Penaltı falan yoktu, çocuk topa basıp kendisi düşmüştü, kabak gibi herkes görmüştü. Hakem olan çocuk "Hayır penaltı değil" dedi, yere düşen çocuk "Sktir lan penaltı işte" dedi, hakem olan çocuk "Hayır yaa! Kendin düştün" dedi, yere düşen çocuk "Sana ne oğlum, top benim değil mi" dedi, hakem olan çocuk "Ama hakem benim" dedi, yere düşen çocuk "Çık lan oyundan, hakem makem değilsin!" dedi, hakem olan (o anda hala hakemdi) çocuk "Hakemim işte" dedi, yere düşen çocuk yerden kalktı, topu eline aldı ve "Skrm lan seni!" diyerek hakem olan çocuğun yüzüne degaj çekti, top, hakem olan çocuğun yüzüne çarptı, çarpmanın şiddetiyle hakem olan çocuk yere düştü. O sırada oyundaki hiçbir çocuk yaşanan olaya müdahale etmedi, sessiz sessiz olanları izlediler, tıpkı benim gibi.

Hakem olan çocuk yere düşmüş ve ağlıyordu. Salya sümük yerden kalktı, oyunu terk eder pozisyonda; geri geri gidiyor ve hem ağlayarak hem de kızgın bir ifadeyle "Sana sarı kart, sarı kart, sarı kart, bi kırmızı kart, bi sarı kart, bi kırmızı kar daha!" diye bağırıyordu.

Eskiden hakem olan çocuk saçmalayan kart cezalarıyla salya sümük evine doğru koşa koşa gitti. Topun sahibi çocuk topu penaltı noktasına dikti ve şutunu çekti. Top direğin yanından dışarıya çıktı ama topun sahibi çocuk "Goollllll!" diye bağırarak kendi takım arkadaşlarına doğru koştu. Herkes gol olmadığını biliyordu ama şimdi, durduk yere yüzüne degaj yemenin ne anlamı vardı?

Ben oradan ayrılırken oyun tüm saçmalığıyla devam ediyordu.Ne maçtı ama!

Yorumlar

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme