Seni nasıl unutacağım? Ori and the Will of the Wisps


Bazı oyunlar var, hayattaki bazı şeyler gibiler; orada duruyorlar, her gün yanından geçiyorsunuz, görüyorsunuz, duyuyorsunuz ama bir türlü onu incelemeye, yakından tanımaya zaman bulamıyorsunuz. Bu bazen çıplak ayakla çimlerde gezmek, bazen de serin sulara balıklama atlamak gibi oluyor. Hep oradalar ama işte… Bir çekince, aman boş ver sonra yaparım aptallığı… Bazen de mecburiyetlerden, imkânsızlıklardan dolayı onlara yaklaşmıyorsunuz. Ori de benim için öyleydi. Çok duymuştum, çok görmüştüm, çok oynamak istemiştim ama uzun bir süre olmadı. Sonra bir gün…


Ori and the Will of the Wisps çıkacağı zaman çok heyecanlanmış ve bir o kadar da endişelenmiştim çünkü henüz ilk oyun olan Ori and the Blind Forest’ı oynayamamıştım. İçim kıpır kıpır oldu ve “Artık erteleneme gelmez!” diyerek Ori dünyasına adım attım. Ama ne dünya. Grafikler, atmosferler, karakterler, platform öğeleri, her şey muhteşem. Ama oyun zor! Gerçekten Ori and the Blind Forest zor bir oyundu. O tüm sevimliliğinin, masal tadındaki görüntüsünün ve çocuksu ruhunun altında çok sert bir kaya saklı. Birisi bana “Ori and the Blind Forest için başka bir isim koyulacak olsa ne isim koyardın?” dese “Başparmak Uyuşturan!” derdim sanırım. Çünkü Ori and the Blind Forest oynadıktan sonra başparmağım bir hafta kadar uyuşuk kaldı.  Alternatif isim önerilerim ise “Bilmediğin küfürleri öğreten!”, “İnsanı hayat küstüren!” olabilir sanırım.


Ori metroidvania denilen türde bir oyun. Oyundaki harita ilk başlarda tam açık değil, haritayı oyunda ilerledikçe açıyorsunuz. Haritadaki bazı bölümlere girebilmek için önce başka bölümleri oynamanız ve o bölümlerden yeni özellikler kazanmanız gerekiyor. Oyunda keşif var ve bu keşiflerden en önemlileri hayat ve enerji küreleri. Bu küreleri buldukça oyun içerisindeki mücadelenizde hayatta kalma ve mücadelelerden başarıyla çıkma şansınız artıyor. Mesela bir boss ile savaşa gireceksiniz ama can küreniz az, o zaman o savaştan galip çıkmanız biraz zor ve can sıkıcı oluyor.


Bu anlattıklarım hem ilk hem de ikinci oyun için geçerli. İlk oyun ile ikinci oyunun save sistemi değişik. İlk oyun Ori and the Blind Forest ‘de save için enerji küresi kullanmanız gerekiyordu ve nerede save alınacağına siz karar veriyordunuz. Ama karşınıza ne çıkacağınızı bilmediğiniz için bu durum can sıkıcı olabiliyordu. Ori and the Will of the Wisps’de ise save sistemi otomatiğe bağlanmış ve bu çok güzel olmuş. Ayrıca Ori and the Will of the Wisps’de özelleştirebileceğimiz bir yetenek sistemi var. Farklı özellikler eklenmiş, bu özellikleri haritadaki mücadele durumuna göre değiştirebiliyoruz. Ayrıca ikinci oyunda bir kılıcımız var ya da ona benzer bir şey. Ama en güzeli, ikinci oyunda çok çeşitli karakterler vardı. Oyuna farklı bosslar ve karakterler eklenmesi harika olmuş. İlk oyunda sadece jelibon yaratıklar ve böcekler falan vardı ama ikinci oyunun karakter çeşitliliği çok güzeldi. Ama dediğim gibi save sisteminin otomatiğe alınması yeni oyunda yapılan en güzel değişikliklerden birsi.


İlk oyunun da hikâyesi güzeldi ama hikâye oyun boyunca duygusal değildi yani bir bütün gibi değildi. Daha çok platforma yoğunluk verilmiş gibiydi. İkinci oyundaki hikâye daha dramatikti. Aslında seri olarak bakarsak bu çok güzel bir durum çünkü hikâye ilk oyunda başlıyor ve ikinci de zirveye ulaşıyordu. Oyunun hikâyesi, duygusallığı, draması ağlattı mı? Ağlattı! Ori and the Will of the Wisps oynadıktan sonra düşündüğüm şeylerden birisi şu oldu “Şimdi nasıl başka bir platform oyunu oynayacağım?”. Bu soruyu sordurtan şey Ori and the Will of the Wisps’in muhteşem her şeyiydi. O renk çümbüşünü asla unutamam! Hele ki, o başlangıç müziği, insanın ruhunu ağlatan...Her şey oldukça güzeldi. Bazı oyuncular oyun sırasında çeşitli problemlerle karşılaştıklarını söylediler ama ben hiç karşılaşmadım.


Sonuç olarak Ori and the Will of the Wisps şimdiye kadar oynadığım en iyi ve en güzel platform oyunuydu. Platform tarzı sevenlerin mutlaka oynaması gereken bir oyun. Hatta oyun dünyasındaki herkesin bir göz atması lazım diye düşünüyorum.

  • Geliştirici: Moon Studio
  • Yayıncı: Xbox Game Studios
  • Çıkış Tarihi: 11 Mart 2020
  • Platformlar: PC (Microsoft Windows) / Xbox One

Oynanış videolarını YouTube kanalımdan izleyebilirsiniz


Yorumlar

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme