SALYANGOZ


"Neden olmasın?" diye düşünüyordu; uzaktaki yoldan gelen kamyon seslerinin, dışarıdaki bir kaç yalnız kuş cıvıltısının ve öğlen sıcağının tam ortasında, her şeyden bıkmış, hayattan bezmiş, içinde bulunduğu toplumdaki insanların yamyamlıklarından tiksinmiş ve bu bir düzeni olmayan toplumda -ona göre düzeni olmayan bu şeye toplum da denemezdi, bunlar olsa olsa bir yığındı - maalesef kendisinin de ait olduğu bu yığının arasına sıkışmış bir halde hissederken kendini "Neden olmasın?" diye düşünüyordu.

Bazı kitaplarda okumuş, internette görmüş, haberlerde falan "Genç şarkıcı / yazar / aktivist / şair yaşamına son verdi" şeklinde, sadece sonsuzda bir cümle, kelimeler ve harfler yığını olarak kalacak ama ne gidenin ne de kalanların acısını anlatamayacak kadar basit, saçma ve evrende ne kadar çok bilinmeyen varsa o kadar bilinmeyenli bir ölümü duymuştu. Bu ölümleri gerçekleştirenler, kendi yaşamlarına son verenler, hayır hayır bizi bu bok çukurunda yalnız bırakanlar evet onlar tam olarak bunu yapmışlardı,  hepsi de meşhurdu. Dünyadaki çoğu insanın yaşamak istedikleri hayatlara sahiplerdi veya dışarıdan bakanlar öyle sanıyorlardı ama asıl önemli olan bu insanlar bunu neden yapıyorlardı? Neden daha zaman varken? Neden bu kadar erken? İşte tüm bunların arasında, yığınlar arasında kalmanın, yalnız kalmanın, anlaşılmaz kalmanın acısını düşünerek "Neden olmasın?” Diye düşünüyordu. (17.06.2016)


Yorumlar

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme