Bir his...


Şöyle bir an var, bir duygu, bir his. Kasım ayında, soğukların emeklemeyi bırakıp yürümeye başladığı günlerde yağan yağmur anında yaşanan soğuk hissi. Yüzünde, bacaklarında ve ellerinde hissedersin hani, koşuşturma esnasında sokakta, burnundan içeriye giren o his… Kapüşonun veya şemsiyen yoksa eğer bir çatı saçağından, bir dükkan tabelasından ya da altından geçerken eğildiğin sokak ağacının bir dalından düşüp ensenden içeriye giren ve tüylerini diken diken eden o his. Kasım’ın kucağından, seni bir kedi yavrusunu tutar gibi ama soğuk kucağından kaçmak için mücadele edersin. Sonra bir sıcaklığa atarsın kendini, bir banka şubesine, bir markete veya bir ofise… Sıcak ama havasız ve yabancı bir hislesindir şimdi. Sanki oraya ait değişmiş gibi, Kasım’ın soğuk kucağını tercih edebilecek kadar yabancı bir his.


Yorumlar

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme