SIFU Alınır mı?


Merhaba değerli dostlar, yeni bir oyun deneyimi yazısıyla birlikteyiz. En baştan söyleyeyim: Oyun çok güzel ama zor! Aklınızda şu soru varsa belki bu yazıda bulabilirsiniz “SIFU alınır mı?” Düşüncelerimi paylaşmak ve merak edenler için bu soruyu cevaplamak istiyorum.


SIFU

Evet değerli dostlar, SIFU’ya ben de aldım; oyun camiasında geride kalmamak için ben de oyun çıkış yaptıktan sonra satın aldım, bir bakayım dedim, keyifli olur diye düşünüyordum. Gerçekten de çok keyifliydi ama sadece ilk bölüm! Daha sonraki bölümler giderek zorlaşmaya başlıyor.


SIFU’nun hikayesi

SIFU, intikam yolunda ilerleyen genç (şimdilik) bir Kung fu öğrencisinin macerasını anlatıyor. Kahramanımız çıktığı bu intikam yolunda tek başına ve karşısında birçok düşmanı var. Düşmanlar kalabalık, zorlu ve merhametsiz.

Oyunda kadın veya erkek olarak iki türlü karakterden birisini seçebiliyoruz.  Oyunun ilk başında babamızı döven ve onu öldüren bir şahıs var, birkaç kişiler bunlar, çete gibiler. Biz de bu çete üyelerini tek tek bulup intikamımızı alıyoruz vs almaya çalışıyoruz.


Oynanış nasıl?

Samimiyetle söylüyorum, oyun gerçekten çok zevkli! Ben oyundan büyük keyif aldım. Dövüş mekaniklerini yaparken zorlanırım diye düşünüyordum ama çok zorlanmadım. İlk bölüm hele çok güzeldi: Rakipleri dövme, kombolar yapma, aksiyon, Kung Fu… Çok zevkli. Oyunun en güzel yanlarından birisi dövüş yaptığımız rakiplerimize son vuruşu yaptığımız finiş animasyonları. Bu animasyonlar harika. Fakat oyundan aldığım bu keyif ilk bölümden sonra biraz keyifsizliğe doğru gitmeye başladı.


Oyunu oynadıkça öğrenip, tecrübe kazanıp, gerçek bir Kung Fu öğrencisi gibi veya gerçek bir spor dalında nasıl tecrübe kazanılıyorsa bu oyunda da o tarz bir tecrübe kazanma mantığı var. Oyun mekaniği olarak değil, gerçek kişisel tecrübemizden bahsediyorum.  

SIFU ilginç bir mekaniğe sahip, oyunda dayak yiyip öldükçe yaşlanarak yeniden kavgaya devam edebiliyoruz. Karakterimizin üzerinde beşi bir yerde takısına benzeyen bir süs var. Her öldüğümüzde bu süslerden bir tanesini kırarak kavgaya devam edebiliyoruz ama devam etmeye başladığımızda artık daha yaşlı birisi oluyoruz. Ben ilk bölümü 46 yaşında tamamlayabildim. İkinci bölümü ise henüz geçemedim. Eğer genç bir savaşçı olarak devam etmek istiyorum diyorsanız da “Pes et” butonuna basmanız ve oyuna en baştan başlamanız gerekiyor. Oyun insanı pes ettirecek kadar zorlayıcı!


Oyun içinde rakiplerle dövüşmeye başlamadan önce antreman yapabildiğimiz bir bölüm var. Bu bölümde boş bir alanda bir rakiple dövüşüp kendimizi geliştirebiliyoruz. Antreman bölümündeki rakimizi istersek pasif istersek aktif yaparak dövüş kombolarını, savunma taktiklerini çalışabiliyoruz. 

Bölümleri bitirebilmeyle ilgili şöyle bir istatistik var:

  • Başlangıç bossunu geçebilenler %97
  • İlk bossu geçebilenler %80
  • İkinci bossu geçebilenler %27
  • Üçüncü bossu geçebilenler %11
  • Dördüncü bossu geçebilenler %7
  • Beşinci bossu geçebilenler %3

Tabii bu istatistikler zamanla değişecektir. Gördüğünüz gibi oyunun giderek zorlaşan bir yapısı var. İyi haber şu, YouTube üzerinde birçok vido var; speedrun videoları, rakipleri basit şekilde yere serebilmek için vuruşlar, taktikler. Mesela çok kalabalık bir gurubun içindeyken yüksek bir yere çıkıp rakipleri beklemek ve hepsini çuval gibi aşağıya atmak gibi ilginç taktikler var. Elbette bu videolar ve taktikler izlerken kolay ama oyun esnasında yapması zor şeyler.



Uzun lafın kısası

Açıkçası ben SIFU’yu klasik bir hikâyeli oyun olacağını düşünüyordum. Elbette zor olacaktı ama oyun akıp gidecekti, güzel bir şekilde oyunu tamamlayacaktım sanıyordum ama öyle olmadı. Eğer zoru seven, mücadeleye bayılan, Souls-Like oyunları gibi sizi zorlayan, ağlatan, üzen ve size acı veren tarzdaki oyunlardan hoşlanıyorsanız oyunu almalısınız. Eğer hikâye odaklı, rahat, çok zorlayıcı olmayan, oyuna başladığınızda sonuna kadar yorulmadan, sıkılmadan akıp giden, keyifli bir macera arıyorsanız SIFU sizin oyununuz değil!

Yorumlar

Bu yazıları da beğenebilirsiniz

Tom Clancy's The Division 2 alınır mı?

Pera Palas’ta Gece Yarısı, gizemler, efsaneler, gerçekler

Twelve Minutes İnceleme