High On Life inceleme
Gevezelik içinde bir aksiyon
High On Life son zamanlarda oynadığım ilginç oyunlardan birisi oldu. Renkli dünyası, ilginç karakterleri, geveze silahları, kolay ve eğlenceli oynanışı ile sonuna kadar sıkılmadan oynadım. Elbette sıkıldığım yerler de oldu ama bunlar oynanış kısmıyla ilgili değildi. Beni sıkan kısımlar, karakterlerin arasında geçen ve sanki hiç bitmeyecekmiş gibi süren konuşma bölümleriydi. Oyunun genelini düşününce, bu sıkılma anlarının oyunun bütününe çok büyük bir etkisi olmadığını söylemeliyim. Yani genel olarak High On Life güzel bir oyundu.
⭐⭐⭐⭐
High On Life, Rick & Morty’nin yaratıcıları tarafından ortaya çıkmış bir oyun. Oyunun yapımcılığını ve dağıtıcılığını Squanch Games Inc yapıyor. High On Life’ın her ne kadar Rick & Morty ile bağlantıları olsa da ben High On Life incelememde Rick & Morty ile ilgili herhangi bir bağlantı kurmayacağım çünkü o diziyi (Bir bölüm hariç) izlemedim ve Rick & Morty ile ilgili herhangi bir bilgim yok.
Uzaylı kartel
Hig on Life, G3 adındaki uzaylı bir uyuşturucu kartelinin dünyayı istila etmesini konu alıyor. Bu kartel insanları uyuşturucu madde olarak kullanıyor. G3 isimli kartelle baş edebilmenin yolu ise yine uzaylı istilası sırasında tanıştığımız Gatilan denilen bir uzaylı ırkı olan silah şeklindeki yaratıklar. Gatilanlar silah şeklindeler ve her birinin farklı bir yeteneği var ama bu silahların asıl yeteneği hiç durmadan konuşmaları! Özellikle de Keny! Gelin, Keny ile nasıl tanıştığımıza ve olayların nasıl başladığına bakalım.
Herkesin beklediği o an
Hig On Life’ın Steam tanıtım yazısı şöyle başlıyor: “İşsizsin, hevessizsin, liseden yeni mezun olmuşsun ve hiçbir şey yapmıyorsun; ta ki insanlıkla kafayı bulmak isteyen bir uzaylı karteli Dünya'yı işgal edene kadar” Son yıllarda hayatımızda olan gelişmeleri ve yaşananları düşününce, çoğu kişinin “espri” olarak da olsa “Uzaylı istilası ne zaman başlayacak?” diyerek sorması ve hayatımızdaki boss fightı beklemesi geldi aklıma. Belki de herkesin beklediği bir şeydi bu! Artık yeterdi, ne olacaksa olsundu! Gerçek dünyada olmadı ama High On Life’ın garip dünyasında herkesin beklediği o an gerçek oluyor.
High On Life, eski bir FPS oyunu ile başlıyor. İlk önce oyunun bu olduğunu sanıyoruz ama sonra oyun içinde oyun oynadığımızı anlıyoruz. Bu arada oyunun açılışındaki oyun çok hoşuma gitti! Bilgisayarın başında oyun oynarken kız kardeşimiz bize bir şeyler söylemek için yanımıza geliyor. Konuşmaya başlıyoruz, annemizin bize bir not bıraktığını ve bir yere gitmemiz gerektiğini anlatıyor.
Annemizin bıraktığı notu bulup okuyoruz ve sonra dışarıya çıkıyoruz. Dışarıda, kız kardeşimiz bize bir şeyler anlatmaya çalışırken birden karşı komşumuzun evinin önünde bir ışık balonu ortaya çıkıyor. Bir bakıyoruz ki, bir uzay gemisi! İçinden birkaç uzaylı çıkıyor. Şok oluyoruz! Ne olduğunu anlamaya çalışırken Bay Pilfery ismindeki yaşlı komşumuz; mahallenin her şeye karışan yaşlı amcası olarak olaya müdahaleye gidiyor. Bay Pilfery, biraz yaşlı olduğu için duyuları zayıflamış. Dışarıda duran koca bir uzay gemisi olduğunu ve konuşmak için yanlarına gittiği şeylerin uzaylı olduğunu görmüyor. “Hey! Burada dışarıda ne yapıyorsunuz? Martha, sen misin?” diye uzaylılarla konuşmaya başlıyor. Uzaylıların en iri ve sanki bir bok yığınınına benzeyeni Bay Pilfery’i kapıyor, onu bağırsağa benzeyen kolunun içine sokuyor ve Bay Pilfery’i emmeye başlıyor! Aman Allahım! Neler oluyor? Uzaylılar kendi arasında tartışıyor ve en büyük olan (bok yığını) tartıştığı diğer uzaylıyı başka bir uzaylıya vurduruyor ve geldikleri gibi ışık balonuyla gidiyorlar.
Uzaylıların gidişiyle birlikte hemen harekete geçiyoruz. Yerde yatan ölmüş uzaylıya yaklaşıyoruz. Uzaylı ölmüş ama uzaylıdan sesler geliyor. Birisi veya bir şey konuşuyor. Ölmüş ve yüzüstü yerde yatmakta olan uzaylı ters çeviriyoruz ve ne görelim? Bu bir silah! Konuşan bir silah! Silahı elimize alıyoruz. Silah bize bir şeyler söylüyor ama uzaylıca bilmediğimiz için silahın ne dediğini anlamıyoruz. Elimizde tuttuğumuz bu garip silaha bakarken silah birden yüzümüze tükürüyor! “Bu ne miskinliktir, bu ne yılgınlıktır, bu kadar mı hayattan kopuksun?” diye bize kızdığını sanıyoruz ama aslında silah bizim dilimizi öğrenmek için bizimle bir bağ kuruyormuş. Yüzümüze yediğimiz tükürükten sonra bu garip silahla artık aynı dilde konuşabiliyoruz. Gerçi sadece silah konuşuyor, silah gerçekten konuşuyor, çok konuşuyor! Adının Keny olduğunu, bir uzaylı istilasına uğradığımızı ve birlikte bunun üstesinden gelebileceğimizi anlatıyor. Etrafta bir sürü uzaylı dolaşmaya başlıyor ve biz de silahın verdiği talimatlarla uzaylı mücadelemize başlıyoruz.
Susmak yok mücadeleye devam
Hig On Life bir bütün olarak eğlenceli bir oyun. Özellikle de silahların konuşmaları, yaptığı “espriler”, arada bize, başka kişi ve kurumlara soktuğu laflar komik ama konuşmaları yakalayabilirseniz! Evet, konuşmalar komik ama silahlar sürekli konuşuyorlar ve aksiyon anında bu konuşmaları yakalamak kolay değil. Eğer anadiliniz İngilizce değilse veya çok iyi İngilizce bilmiyorsanız konuşmaların çoğu; bir pazar sabahı saat 08:00’de dışarıdan gelen ve o tatlı uykunuzu bölen yol çalışması sesleri gibi tatsız oluyor. Bazen “Ya boş boş konuşma!” diye silaha bağırasınız geliyor içinizden ama silahın size vereceği tepkiden çekiniyorsunuz. Çünkü High On Life’daki silahlar laf sokma, azarlama ve ayar verme konusunda çok iyiler. Yanlışlıkla bir çocuğa silah doğrultuğunuz anda size hemen fırça atıyorlar! İnternette dolaşan bir videoda da görüldüğü gibi, aksiyon anında oyunu durdurup ayarlara falan bakmaya çalışırsanız, oyuna döndüğünüzde “Aptal! Oyunu neden durduruyorsun?” diye acımadan fırça atıyorlar!
Yukarıdaki paragrafta biraz abarttım ama oyunun genelinde silahların konuşmalarını pek yakalayamadım. İngilizcem yok seviyesinde. High On Life için bir Türkçe yama çıkmıştı. Ben de High On Life’ı Türkçe yama ile oynadım ama yine de çoğu konuşmayı kaçırdım. Bence oyunun en gıcık kısmı silahların konuşmaları da değil aslında. Aksiyon dışındaki bitmek bilmeyen konuşmalar. Görevler ne kadar eğlenceli ise, görev dönüşlerinde karakterler arasında geçen konuşmalar bir o kadar sıkıcı geldi bana. Sanırım oyunun tek kötü yanı buydu! Bir de oyundaki tüm karakterler sanki ağzında tükürük birikmiş gibi konuşuyordu. Bu da dikkatimi çeken bir detay oldu.
Ödül avı başlasın
High On Life, G3 karteline karşı yapılan mücadeleyi konu alıyor demiştim. Bu mücadelede hem Dünyayı hem de Gatilan denilen silah şeklindeki uzaylıları G3 kartelinin elinden kurtarmaya çalışıyoruz. Kartelin en tepesinde yer alan Garmantuous’a (ok yığını) ulaşmamız için önce kartelin diğer üyelerini avlamamız gerekiyor.
High On Life düşman çeşitliliği açısından oldukça zengindi. The Callisto Protocol ile karşılaştırırsak, Higg On Life’ın bu konuda daha iyi olduğunu düşünüyorum. Oyunda avlamamız gereken kartel üyeleri 9-Torg, Krubis, Douglas, Dr. Giblets, Skrendel, Bros/Bro-Tron, Nipulon ve kartel lideri Garmantuous. Elbette bu avlara giderken de yolumuzun üstünde bir çok farklı uzaylı düşmanla karşılaşıyoruz. Bu düşmanlar bir kaç farklı kategoride olsalar da yol üzerindeki savaşlarımız tekrara düşen bir görüntü veriyor
Bence High On Life’ın en eğlenceli kısmı kesinlikle çatışma zamanları. Birincisi, High On Life’ın çatışmaları oldukça kolay. Oyunun oyuncuyu cezalandıran bir yanı da yok. Can basma yok (Biraz bekleyince sağlık yenileniyor), ölünce çok geriden başlama yok. İlk başlarda sadece Keny ile sıkıcı gibi başlayan çatışmalar zamanla ekibin diğer üyelerinin Knifey, Gus, Sweezy, Creature ve son olarak Lezduit’in aramıza katılmasıyla oldukça zevkli zamanlara dönüşüyor. Fakat Lezduit ile çok az oynadık. Çünkü Lezduit çok güçlü bir silah ve onu sürekli kullanabilseydik oyunun güzelliği bozulurdu diye düşünüyorum. Ben en çok Creature ile oynamayı sevdim.
Her silahın ayrı bir özelliği var. Mesela Keny’nin bazı mekanizmaları çalıştırmaya veya düşmanları havaya zıplatarak yaralamaya/öldürmeye yarayan Globshot özelliğini kullanıyoruz.
Knifey (Kendisi bir bıçak) hem yakın saldırılar hem de platformlar arasında yükselebilmek için halat özelliği var.
Gus tam bir shotgun! Yakın dövüşlerde harika ama uzaktan etkisiz. İkinci bir özelliği ise yanan bir disk atması. Bu disk toplu düşmanlarla yapılan mücadelelerde çok keyifli oluyor. Ayrıca bu diski bazı platformlara çıkmak için kullanıyoruz.
Sweezy oyunun en sert dilli yaratığı. Sweezy lazer silahı gibi ateş ediyor ama düşmana kristaller fırlatıyor. Ayrıca tetiğe basılı tutuğumuzda kristal patlaması ile düşmanlara tek atabiliyoruz. Sweezy^’nin ikinci özelliği zamanı durduran bir balon atması. Yine bu özelliği de bazı yerlerden geçmek için kullanıyoruz. Elbette bu özelliği kullanarak düşmanlarınızı yavaşlatıp onları haklayabilirsiniz.
Creature, High On Life’ta en sevdiğim silah oldu. Gerçekten çok garip bir silah. Creature diğer arkadaşlarının aksine düşmana direk ateş etmiyor. Sırtında yetiştirdiği yavrularını düşmanlara atıyor ve bu yavrular düşmanın üzerine yapışarak onları öldürüyorlar. Creature’ın bir özelliği de, düşmanları ele geçirip kendi arkadaşlarına saldırtabilmesi. Creature’ın sırtındaki yavrulardan birisi farklı renkte ve bu farklı renkteki yavru düşmanlara yapışıp onların zihnini ele geçiriyor. Creature’ın savaşmak dışındaki özelliği ise sırtındaki yavruları kullanarak bazı kilitli kapıları açabilmesi.
Lezduit oyundaki en güçlü silah. Bu silahı oyunda çok kullanamadık. Lezduit, etrafındaki düşmanlara toplu halde ateş edebiliyor ve bu ateş çok güçlü. Düşman olsaydınız Lezduit ile karşılaşmak istemezdiniz sanırım!.
Keyifli zaman geçirmenin adresi
High On Life’ın düşman çeşitliliği gibi mekan çeşitliliği de güzel. Bazen ormanda, bazen çöldeyiz. Kimi zaman ana merkez şehirde dolaşırken bazen Cyberpunk havasındaki farklı şehirlere de gidiyoruz. Bazen madenlerde dolaşıyoruz, bazen sıpa merkezindeyiz.
High On Life, silah çeşitliliği, kolay çatışmaları, anlayabildiğiniz kadar; esprileri, harika atmosferi, oyuncuyu yormayan, oyuncuya zorluk çıkarmayan yapısıyla eğlenceli, neşeli ve güzel bir oyun. Ben oyunu oynarken çok keyif aldım.
High On Life ile ilgili Twitter’dan Benji-Sales şu bilgiler vermişti: 2022'nin En Büyük Game Pass Lansmanı, Tarihteki en büyük 3.Taraf Game Pass Lansmanı ve şimdiye kadarki en büyük tek oyunculu Game Pass Lansmanı. High On Life oynarken büyük bir beklenti içinde olmamak lazım ama keyifli bir zaman geçirmek istiyorsanız bu oyunun adı High On Life!
- Geliştirici: Squanch Games, Inc.
- Plaformlar: Xbox, PC (Epic, Steam)
- Çıkış Tarihi: 13 Aralık 2022
Yorumlar
Yorum Gönder
Yorumunuz için teşekkür ederim, en kısa sürede (klasik laftır) geri dönüş yapacağım :)